SOSYAL HAYAT
 
  Ana Sayfa
  Türkçe Videolu Konu Anlatımı
  Edebiyat Videolu Konu Anlatımı
  ÖSS Soru ve Cevapları
  Edebiyat
  => İslamiyetten Önceki Türk Edebiyatı
  => İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı
  => Halk Edebiaytı
  => Aşık Edebiaytı
  => Anonim Halk Edebiyatı
  => Tekke Edebiyatı
  => Halk Edebiyatı Şairleri
  => Divan Edebiyatı
  => Divan Edebiyatı Şair ve Yazarları
  => Edebi Sanatlar
  => Edebiyatımızda İlkler
  => Uyak(Kafiye)
  => Tanzimat Edebiyatı
  => Servet - i Fünun Edebiyatı
  => Fecr-i Ati Edebiyatı
  => Milli Edebiyat Dönemi
  => Cumhuruiyet Dönemi Türk Edebiyatı
  => Cumhuriyet Edebiyatı
  Dil ve Anlatım
  BKM Mutfak
  İletişim
  Türk Edebiyatı Roman Özetleri
  Batı Edebiyatı Roman Özetleri
  Mp3
  Spor Videoları
  İstiklal Marşı
  Uydu Üzerinden Dünyayı İzle
  En Çok İndirilen Programlar
  Tarihde Bugün
  Hava Durumu
  İddaa Canlı Sonuçlar
  Dünyanın Yedi Harikası
  Şans Oyunu Sonuçları
  Fıkra ve Bilmeceler
  Günlük TV Dizi Saatleri
  Ziyaretçi defteri
  MSN Nickleri ve İfadeleri
  Süper Lig Puan Durumu
  Gazete Yazarları
  Oyunlar
  Bilgi Yarışması
  Komik Şiirler
  Recep İvedik 2 Fragman
  Mp3 Dinle
  Türkiyenin En İyi Takımı Anketi
  Dönem Ödevleri
  Takım Avtarları
  Üniversiteler
  Komedi
  Galatasaray
  Beşiktaş SK
  Fenerbahçe
  Trabzonspor
  Kilo Hesaplama
  Öss Deneme Sınavları
  Meslekler
  Video Klipler
  Resim Galerisi
  Anıtkabir
  TC Kimlik No Sorgulama
  Canlı Tv İzle
  Günlük Burçlar
  Okul Bölümlerine Göre Melekler
  NBA VİDEOLARI
  İstanbul Trafik Durumu
  Türk Filmleri
  Matematik Videolu Konu Anlatımı
  Tarih Videolu Konu Anlatımı
  Mizah
  Vizyon Filmleri
  Bilgisayar Dersleri
  Amatör 2. Küme
Milli Edebiyat Dönemi
                                                       (Milli Edebiyat)

Milli Edebiyat Dönemi Gelişmeleri

1911 yılında Selanik’te çıkan “Genç Kalemler” dergisinde Ömer Seyfettin’in “Yeni Lisan” adlı makalesinin yayımlanmasıyla başlar. Milli Edebiyat hareketi öncelikle bir dil hareketidir. Sade Türkçe’nin bir dava olarak ele alınması ilk kez bu dergide ortaya konulmuştur. “Milli Edebiyat” terimi de ilk defa bu dergide kullanılmıştır.

Bu dönem sanatçılarının şiir anlayışıyla, Fecr-i Ati topluluğunun şiir anlayışı birbirinden pek farklı değildir. “Şiir vicdani bir keyfiyettir” düşüncesinde olan şairleri bireysel konuları işlerler. Daha sonra 1917 yılında yaptıkları bir toplantıda, hece ölçüsünü kullanma, günlük konuşma diliyle yazma noktasında birleşen şairlerin, içerik konusunda her birinin ayrı bir yaklaşımda olduğu gözlenir. Bu dönem sanatçıları Divan edebiyatını, Doğu edebiyatının, sonrasını ise Batı edebiyatının taklitçisi olmakla suçlarlar.

Şiirde daha çok bireysel konulara yönelen bu dönem sanatçıları, roman ve öyküde sosyal meselelere eğilmişler; milliyetçilik düşüncesi, Kurtuluş savaşı gibi konuları ele almışlardır. Konuların İstanbul dışına çıkarılması da bu dönemin belirgin özelliklerindendir. Ayrıca “aşk” bu dönem roman ve hikayesinin en önemli temasi olarak dikkat çeker. Bu eserlerde dil günlük konuşma dilidir.


Modern Türk Edebiyatını yaratma amacıyla kurulan Tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Âtî toplulukları büyük hamleler yapmakla beraber ruhta büyük ölçüde Fransız sanatına bağlı, dil ve üslûpta Osmanlıcayı sürdüren, millî kimlik ve kişiliğe ulaşamamış bir edebiyat vücuda getirmişlerdir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılışı sırasında, Türk aydınlarının büyük bir bölümü, ümmete bağlı Osmanlıcılığın terk edilerek milliyetçiliğin benimsenmesinin, memleketin geleceği için gerekli olduğuna inanıyorlardı. Bu inanç sonucunda Türkçülük ve Milliyetçilik akımları doğmuş, her sahada millî kimlik arayışları başlamıştır.

Türk dili, Türk vezni, Türk zevki ve kültürü ile millî konuları, millî ülküleri işleyen Türk edebiyatı ihtiyacı ve özlemi sonucunda 1911-1923 yılları arasında Millî Edebiyat akımı var olmuştur. Türk milletine mensup olma şuuru, tarih içinde devamlılık düşüncesi, olduğu gibi kalarak batılılaşma inancı, 1911-1923 yılları arasındaki akımın temelleridir. Bu dönemin bariz özelliği, Türk romantizminin edebî tezahürlerini göstermesidir.

Cumhuriyet’in kuruluşunu hazirlayan milliyetçilik ideolojisi içinde dogan Milli Edebiyat akimi Cumhuriyet’in ilk yıllarında en olgun eserlerini verdi. Cumhuriyet rejimi ve bu devirde meydana getirilen sosyal ve iktisadî müesseseler üstünde başlarında büyük Türk sosyoloğu ve düşünürü Ziya Gökalp’in bulunduğu Türkçü ve Milliyetçi münevver zümre etkili oldu. Gökalp’in Türkiye ve Türkler için şekillendirdiği düşünceler başta AtaTürk olmak üzere, Cumhuriyeti kuran birinci neslin dünya görüşünün kaynağını teşkil etti. Halka ulaşabilmek ve onunla bütünleşebilmek için onun dilini kullanmak gerektiğine inanan bu nesil yazarları, eserlerinde konuşma dilini kullandılar. Halk dilini kullanırken gençlik yıllarında hayran oldukları Edebiyat-ı Cedide (Yeni Edebiyat) yazarlarının ince zevkini günlük dile aktardılar.

1911 yılında Selânik’te çıkarılmaya başlanan Genç Kalemler dergisinde başladı bu çalışmalar. Bir kısmı daha sonra Cumhuriyet dönemi yazar ve şairleri arasında da yer alan bu edebiyatın temsilcilerinin en önemlileri, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin (öncü), Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip (öncü), Yusuf Ziya Ortaç, Faruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek, Kemalettin Kamu, Aka Gündüz, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri, Halide Edik Adıvar, Hamdullah Suphi, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Necip Fazıl Kısakürek, Fuat Köprülü, Halide Nusret Zorlutuna, Şükûfe Nihal, Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.

Milli Edebiyat akımının özellikleri, Cumhuriyet’in ilk on yılının da bir özeti olmaktadır. Bu çerçeve içerisinde, Milli Edebiyat akımının ilkeleri de şu şekilde belirtilebilir:

Milli Edebiyat Dönemi Genel Özellikleri

1) Dilde yalınlık (en mühim prensip),
2) Türkçe karşılığı olan Arapca ve Farsça kelimelerin atılması. Yalın (süssüz, sanatsız, özentisiz) bir dille yazma; İstanbul Türkçesini kullanma.
3) Halk edebiyatı şiir biçimlerinden yararlanma
4) Hece ölçü
5) Konu seçiminde yerlilik
6) Konularını hayattan, ülke şartlarından seçme
7) Millî kaynaklara yönelme

İslâmcı, Osmanlıcı, gelenekçi görüşlere sahip yazarlardan bireysel eğilimli yazarlara kadar tüm edebiyatçılara açık bir bütünlük mevcuttur. Çünkü artık söz konusu olan Millî Edebiyat akımı kavramı değil, Millî Edebiyat dönemidir. Bu akım dilde ve duyuşta 1911-1915 dönemi milliyetçilik fikirlerinin ön plânda olduğu roman, hikâye, tiyatro eseri ve şiirler verilmesini sağlamıştır.

Başlangıçta Fecr-i Âtî roman ve hikâyecisi olan Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Refik Halit Karay, gerçek kişiliklerini Millî Edebiyat akımı içerisinde göstermişlerdir. Fecr-i Âtî topluluğu dışında kalan, İstiklâl Marşı şairi Mehmet Âkif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı, kendi şiir anlayışlarına göre eserler veren ve daha sonra Millî Edebiyat akımına katılan şairlerdir. Gerek Mehmet Âkif Ersoy gerekse Yahya Kemal Beyatlı, şiir dili ile konuşma dili arasındaki uzlaşmayı sağlamışlar, Türk diline zor uyan aruzun engellerini ortadan kaldırıp, yaşayan Türkçe ile başarılı şiirler yazmışlardır.

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNİN DİL ANLAYIŞI

1) Yabancı dilbilgisi kuralları, Arapca, Farsça ad ve sıfat tamlamaları bırakılmalıdır.
2) Yabancı sözcükler, kendi dillerinde dilbilgisi bakımından hangi türden olursa olsun, Türkçede ne olarak kullanılıyorsa, dilbilgisi yönünden o türden sayılmalıdır.
3) Arapca ve Farsça’dan gelen sözcüklerden, konuşma diline kadar girip yaygınlaşmış olanlar Türkçeleşmiş sayılmalı ve kullanılmalıdır.
4) İstanbul hanımlarının günlük konuşma dili esas alınmalıdır.
5) Terimler bilimle ilgili oldukları için aynen kullanılmalıdır.
6) Türkiye Türkçesine diğer Türk lehçelerinden sözcük alınmamalıdır.



Milli Edebiyat Dönemi Önemli Temsilcileri

ÖMER SEYFETTİN (1884-1920): Milli Edebiyat hareketinin önderlerinden olan sanatçı daha çok hikayeleriyle tanınmıştır. “Yeni Lisan” makalesinde ortaya koyduğu görüşlerini, hikayelerinde uygulamaya çalışmış ve başarılı olmuştur. Dilimizin sadeleşmesinde önemli yeri olan Ömer Seyfettin, anılarından, tarihteki kahramanlıklardan ve günlük yaşayışlardan yararlanarak, gücünü çekici anlatımından, olaylardan alan, çoğunlukla beklenmedik sonuçlarla biten hikayeleriyle edebiyatımızda önemli bir yer tutar.

Hikayeleri: İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Bomba, Gizli Mabet, Asılzadeler, Bahar ve Kelebekler, Beyaz Lale….adı verilen kitaplarda toplanmıştır.


ZİYA GÖKALP (1876-1924): Şiiri, düşüncelerini halka yaymak için bir araç olarak kabul eden sanatçı, bu türde sanatsal yönden güçlü ürünler vermemiştir. Daha çok Türkçülük düşüncesini sistemleştiren bir düşünür ve sosyolog olarak tanınmıştır. Önceleri, bütün dünya Türklerini bir bayrak altında toplamayı amaçlayan “Turancılık ”görüşüne bağlıyken, sonraları “Türkiye Türkçülüğü” düşüncesine yönelir. Günlük konuşma diliyle yazı dilinin birleştirilmesi gerektiğine inanan sanatçı eserlerinde bunu başarıyla uygular. Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanan Ziya Gökalp (Turan adlı şiiri hariç), konu olarak daha çok eski Türk tarihine, İslameyiet önçesi dönemlere yönelir. Ayyrıca yurt, millet, ahlak, din ve uygarlık gibi konuları da eğitici bir yaklaşımla ele alır.

Eserleri: Şiir: Kızıl Elma, Altın Işık, Yeni Hayat

Nesir:Türkçülüğün Esasları”, “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak”; “Türk Medeniyeti Tarihi”, “Malta Mektupları”.


REFİK HALİT KARAY (1888-1965): Milli Edebiyat ve Cumhuriyet döneminin en ünlü öykü ve roman yazarlarındandır. Önce Fecr-i Ati edebiyatına 1917’den sonra ise Milli Edebiyata katılır. Kurtuluş Savaşı’na karşı yazılarından dolayı tutklanacağı zaman Halep’e kaçar. Çıkarılan bir af üzerine 1938’de Türkiye’ye döner. Anadolu gerçeğinin ilk olarak Refik Halit Karay ‘ın “Memleket Hikayeleri” adlı yapıtıyla edebiyata girdiği kabul ediler. Güçlü bir gözlemci olan yazar, betimlemelerinde de nesneldir. Realist bir anlayışa sahip olan yazarın sade bir dili ve yalın bir anlatımı vardır. Mizah ve eleştiri onun yapıtlarının ayrılmaz unsurlarıdır. Öykü ve romandan başka, anı, deneme, fıkra ve tiyatro türlerinde de eserler vermiştir.

Eserleri: Öykü: Memleket Hikayeleri , Gurbet Hikayeleri

Roman: Sürgün , Hilgün, Bugünün Saraylısı, İstanbul’un bir Yüzü, Kirpinin dedikleri (Mizah yazıları).


HALİDE EDİP ADIVAR (1884-1964): Daha çok İngiliz edebiyatındaki romanlardın etkilenen sanatçının eserlerini üç grupta inceleyebiliriz. Kadın psikolojisine eğildi romanları (Seviye Talip, Raik’in Annesi, Handan), Kurtuluş Savaşı’nı anlattığı romanları (Vurun Kahpeye, Ateşten Gömlek), toplumsal konuları ele aldığı töre romanları (Sinekli Bakkal, Tatarcık, Sonsuz Panayır….)

Dilbilgisi kurallarına ve anlatıma pek özen göstermeyen sanatçının diğer önemli eserleri şunlardır:

Yeni Turan, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu (Roman); Türk’ün Ateşle imtihanı, Mor salkımlı Ev (Anı); Harap mabetler, Dağü Çıkan Kurt, Kubbede Kalan Hoş Sada (Hikaye) Ayrıca sanatçının birçok araştırma yazısı ve çevirisi vardır.


REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1889-1956): Realist bir analyışa sahip olan yazar Milli Eğitim müfettişliği görevi ile Anadolu’yu dolaşmış, buradaki yaşamı gözlemlemiş, bu gözlemlerini yalın bir dil ve anlatımla eserlerinde dile getirmiştir.

Reşat Nuri Güntekin, romanlarında yoğun bir Anadolu atmosferi vardır. Bu atmosfer içinde yurt ve toplam gerçeklerini, töreden kaynaklanan doğru ya da yanlış inanışları ele alır. Bu konular, öykülerinde, mizah unsuruyla da berleştirilerek verilir. Yazar, ilk ününü, duygulsal bir aşkı dile getirdiği ve birçok yönleriyle Anodul’yu anlattığı “Çalıkuşu” romanıyla sağlamıştır. Sanatçının önemli eserleri şunlardır:

Roman: Çalıkuşu, Damga, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Bir Kadın Düşmanı, Miskinler Tekkesi, Kan Davası…

Öyküler: Tanrı Misafiri, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler…

Oyunları: Hançer, Hülleci, Tanrı Dağı Ziyafeti…


MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ (1890-1966): Türk Edebiyatı araştırmalarını sistemleştiren ve edebiyat tarihçişi olarak ün kazanan sanatçının eserleri de bu yoldadır. Bugün bilinen birçok şair Mehmet Fuat Köprülü ‘nün arıştırmaları sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

Eserleri: Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Edebiyatında ilk Mutasavvuflar, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Saz Şairleri Antolojisi.


YAKUP KARDİ KARAOSMANOGLU (1889-1974): Yakup Kadri Karaosmanoğlu , romanlarında kusursuz bir anlatım ve sağlam tekniği ile dikkat çeken sanatçı, tarihi ve sosyal olaylardan her birini bir romanına konu edinerek, Tanzimat dönemiyle AtaTürk Türkiyesi arasındaki dönem ve kuşakların geçirdikleri sosyal değişiklik ve bunalımları yaşayış ve görüş ayrılıklarını işlemiş: düşünce ve teze dayalı özlü yapıtlar vermiştir. Eserlerini ve içereklerini şöyle inceleyebiliriz:

“Hep o şarkı ” da Abdülaziz döneminin yaşamı, “Bir Sürgün ”de II. Abdülhamit’in baskılı yönetimiyle savaşmak için Fransa’ya kaçan Jön Türkler, “Kiralik Konak”ta Tanzimat’tan I. Dünya Savaşı’na kadar yetişen üç kaşaktaki görüş ayrılığı, “Hüküm Gecesi” nde Meşrutiyet devrinindeki Bektaşi tekkelerinin durumu, “Sodom ve Gomore” de mütareke döneminde, işgal altındaki İstanbul’da ortaya çıkan ahlaki çöküntü, “Yaban”da Kurtuluş Savaşı yıllanrındaki bir Anadolu köyü, “Ankara” da yeni başkentin üç dönemi, “Panorama I, II” de Cumhuriyet döneminin 1952’ye kadarki durumunu bir bir ele almıştır.

Diğer eserleri:

Anı: Zoraki Diplomat, Politikada 45 yıl,Vatan Yolunda, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları….

Monografi: Ahmet Haşim, AtaTürk

Mensur şiirleri: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan

Hikayeleri: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikayeleri

Tiyatro eserleri: Nirvana, Veda, Sağanak, Mağara

Önemli Makaleleri: İzmir’den Bursa’ya, Ergenekon, Kadınlık ve Kadınlarımız….

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958): Milli Edebiyat hareketini makaleleri ve konferanslarıyla destekleyen Yahya Kemal in, esasen , kendine özgü Milli Edebiyat’ınkinden farklı bir anlayışı vardır. İstanbul şairi olarak tanınır. Omanlı İmparatorluğunun geçmişteki parlak günlerine büyük bir özlem duyar. Başlıca konuları: İstanbul, tarih, yurt sevgisi, aşk, ölüm ve sonsuzluktur. Divan şiirinin özünü kakalama çabası içinde olan sanatçı, eski şiirin ölçü, uyak ve ahenk unsurunu ön planda tutmuştur. Onun eserlerinde malzeme eski, şiir ise yenidir. Örneğin, Divan Edebiyatında aşkı terrennüm eden gazel biçimiyle kahramanlık şiirleri ve Istanbul’a duyduğu sevgiyi dile getiren şiirler yazmıştır.

Şiir kitapları: kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rübailer,

Nesir Kitapları: Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Siyasi ve Edebi Portreler, Siyasi Hikayeler, Edebiyat Dair.


Milli Edebiyat Dönemi
(Testler - Sorular)

(Yanıtlar, soruların bitimindedir…)

1. Aşağıdaki sanatçılarımızdan hangileri -Beş Hececiler- grubunda yer alır?

A) Orhan Veli Kanık - Ahmet Kutsi Tecer
B) Yusuf Ziya Ortaç - Faruk Nafiz Çamlıbel
C) Ahmet Muhip Dıranas - Yahya Kemal Beyatlı
D) Melih Cevdet Anday - Fazıl Hüsnü Dağlarca
E) Enis Behiç Koryürek - Cemal Süreya

 

 

2. Aşağıdakilerden hangisi Milli Edebiyat dönemi edebiyatının özelliklerinden biri değildir?

A) Eserlerde, hayata dönük memleket sorunları dile getirilmiştir.
B) Hece vezni asıl vezin olarak kabul edilmiştir.
C) Hikaye ve romanlarda ilk kez İstanbul dışına çıkılır.
D) Türk tarihine ve milli kaynaklara yönelme görülür.
E) Şiirde sembolizmin, romanda romantizmin etkisinde kalmışlardır.

 

 

3. Milli Edebiyat akımı 1911 yılında (I) Ömer Seyfettin (II) ve Ali Canip‘in (III) çıkardıkları “Yeni Mecmua” (IV)dergisi ile başlar.Bu edebiyat, yazı diliyle konuşma dilinin birleştirilmesini, dilde sadeliği (V), Türk tarihine ve milli kaynaklara yönelmeyi amaçlar.

Yukarıdaki parçada numaralandırılmış yerlerden hangisinde bilgi yanlışlığı yapılmıştır?

A) I      B) II      C) III      D) IV      E) V

 

 

4. Aşağıdakilerden hangisi Beş Hececiler topluluğunun özelliklerinden biri değildir?

A) Şiirlerinde Anadolu gerçeklerini işlediler.
B) Cumhuriyet Edebiyatında görülen ilk edebi harekettir.
C) Ulusal coşkuyla birlikte romantizme yönelmişlerdir.
D) -Sanat, sanat içindir.- anlayışına bağlı kaldılar.
E) Halk edebiyatı nazım biçimlerini de kullandılar.

 

 


5. Aşağıdaki yazarlardan hangisi Milli Edebiyat Dönemi yazarlarımızdan biri değildir?

A) Reşat Nuri Güntekin
B) Yakup Kadri Karaosmanoğlu
C) Refik Halit Karay
D) Tevfik Fikret
E) Halide Edip Adıvar

 

 

6. Aşağıdaki eserlerden hangisi Ziya Gökalp-e aittir?

A) Türkçülüğün Esasları
B) Bir Serencam
C) Aziz İstanbul
D) Şık
E) Ankara

 

 


7. Beş Hececiler’in en tanınmış şairidir. İlk şiirlerinde Yahya Kemal-in etkileri görülür; bu yüzden ilk şiirleri aruzladır. Ancak gerçek ününü heceyle yazdığı şiirlerle kazandı. Şiirlerinde genellikle Memleket, aşk ve düşünce temalarını işledi. Gönülden Gönüle, Çoban Çeşmesi eserlerinden sadece birkaçıdır.

Yukarıda tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Necip Fazıl Kısakürek
B) Yusuf Ziya Ortaç
C) Faruk Nafiz Çamlıbel
D) Enis Behiç Koryürek
E) Yahya Kemal Beyatlı

 

 

8. Aşağıdaki eserlerden hangisinin türü diğerlerinden farklıdır?

A) Türk Sazı
B) Vurun Kahpeye
C) Yaban
D) Çalıkuşu
E) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

 

 

9. Aşağıdakilerden hangisi Milli Edebiyat döneminin genel özellikleri arasında yer almaz?

A) Eserlerde ağırlıklı olarak ülke sorunları işlenmiş ve bu sorunlara çözümler üretilmiştir.
B) Eserlerde kahramanların tahlilleri ve çevre tasvirleri gerçekçidir.
C) Sanatçılar bilinçli olarak Anadolu-ya açılmıştır.
D) Vezinsiz, kafiyesiz şiirler yazılmıştır.
E) Sanatçılar, eserlerinde yalın bir dil kullanmışlardır.

 

 

10. Milli Edebiyatın önde gelen kişilerindendir. 1911-de Selanik-te çıkan Genç Kalemler dergisinde yazılar yazdı. Türkçülük akımını bir sisteme bağlayıp topluma mal etti.Edebiyatımızın gelişmesi için halka, milli kültür kaynaklarına gidilmesi ve konuşma diliyle yazı dilinin birleştirilmesini savundu. -Türkçülüğün Esasları- , -Altın Işık- en tanınmış eserlerindendir.

Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ömer Seyfettin
B) Ziya Gökalp
C) Ali Canip Yöntem
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu
E) Reşat Nuri Güntekin

 

 

11. Şiir, yazmaya Servet-i Fünun döneminde başlamıştır. Milliyetçi, halkçı bir anlayışın şiirini sade bir dil ve hece ölçüsüyle ortaya koymuştur. Şiirlerinde toplumsal konuları ele almıştır. -Türk şairi-, -milli şair- diye anılmıştır. -Türk Sazı,- -Ey Türk Uyan,- -Tan Sesleri- tanınmış eserlerindendir.

Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tevfik Fikret
B) Ziya Gökalp
C) Mehmet Emin Yurdakul
D) Ömer Seyfettin
E) Ziya Gökalp

 

 

12.Milli Edebiyat dönemi yazarlarındandır.Güzel, akıcı, yalın bir dili ,her yaştan insanın rahatlıkla okuyabileceği bir üslubu vardır. Hikayelerini gözlemci bir anlayışla anlatmıştır. Önceleri Servet-i Fünun dergisinde sonra Tercüman-ı Hakikat gazetesinde çalışır. Öykü, tiyatro , anı, fıkra ve mizahi yazı tarzında eserler vermiştir.”  Memleket Hikayeleri- ve -Gurbet Hikayeleri- yazarın tanınmasını sağlamıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Mehmet Rauf
B) Refik Halit Karay
C) Faruk Nafiz Çamlıbel
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu
E) Mehmet Emin Yurdakul

 

 

 


13. Aşağıdakilerden hangisi Milli Edebiyat dönemi sanatçılarından biridir?

A) Ali Canip Yöntem
B) Orhan Veli Kanık
C) Namık Kemal
D) Cenap Şahabettin
E) Melih Cevdet Anday

 

 

14. Aşağıdakilerden hangisi Milli Edebiyat döneminin genel özellikleri arasında yer almaz?

A) Dil ,halkın konuştuğu yalın bir dildir.
B) İstanbul Türkçesi esas alınmalıdır.
C) Şiirde aruz ölçüsü kullanılmalıdır.
D) Milli kaynaklara yönelilmeli ve yurt sorunları işlenmelidir.
E) Halk edebiyatı geleneği temel alınmalıdır.

 

 


15. Aşağıdakilerden hangisi Milli Edebiyat döneminde çıkarılmış bir dergi değildir?

A) Genç Kalemler
B) Türk Derneği
C) Türk Yurdu
D) Türk Ocağı
E) Mavi

 

 

16. Aşağıdakilerden hangisinde verilen eser, karşısındaki yazara ait değildir?

A) Sodom ve Gomore - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
B) Ateşten Gömlek - Halide Edip Adıvar
C) İstanbul-un İçyüzü - Refik Halit Karay
D) Yeşil Gece - Ömer Seyfettin
E) Dudaktan Kalbe - Reşat Nuri Güntekin

 

 


17. Aşağıdaki romanlardan hangisi Kurtuluş Savaşı dönemini anlatmaktadır?

A) Yaban
B) Akşam Güneşi
C) Eylül
D) İntibah
E) Mai ve Siyah

 

 

18. Ahmet Celal, yedek subay olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı-nda bir kolunu kaybeder. İngilizler, İstanbul-u işgal edince emir eri Mehmet Ali’nin Porsuk çayı kıyısındaki köyüne gidip yerleşir. Köylü, Ahmet Celal-e bir düşman gözüyle bakmaktadır.Birinci İnönü Savaşının kazanılması köylüler için hiçbir şey ifade etmemektedir. Ahmet Celal, köylülerin bu bilinçsizliği karşısında kendini sorgular ve yıllarca ilgisiz bırakılan bu köylüleri suçlamaktan, eleştirmekten vazgeçer; çünkü anlamıştır ki asıl suçlu köylüler değil onunla ilgilenmeyen Türk aydınıdır.

Aşağıdakilerden hangisinde bu paragrafta bahsedilen roman ve bu romanın yazarı bir arada verilmiştir?

A) Türk-ün Ateşle İmtihanı - Halide Edip Adıvar
B) Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin
C) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu - Peyami Safa
D) Memleket Hikayeleri - Refik Halit Karay
E) Yaban - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

...Yanıtlar…

1) B
2) E
3) D
4) D
5) D
6) A
7) C
A
9) D
10) B
11) C
12) B
13) A
14) C
15) E
16) D
17) A
18) E

 

 
  INFOMELDUNG_LOGINBOX  
Videolar  
   
Namaz Vakitleri  
   
Bugün 6 ziyaretçi (32 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol